Aydın, İzmir ve Muğla illerini birleştiren ve özellikle yaz aylarında araç yoğunluğunun arttığı Güney Ege turizm karayolunun, yaban hayatını tehdit ettiği vurgulandı. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, yolun altındaki menfezlerin ekolojik alt geçişler olarak düzenlenmesi halinde, yaban hayvanlarının karayoluna girmesi ve çarpılma riskinin önemli ölçüde azaltılacağını açıkladı.
Aydın’ın Söke ilçesindeki ve “Ölüm Yolu” olarak adlandırılan Söke-Milas karayolu, yaban hayatı için ciddi bir tehlike oluşturmaya devam ediyor. Yılda 300’ün üzerinde yaban hayvanının araçlar tarafından çarpılarak öldüğünü belirten Sürücü, nesli tükenme tehlikesi altında olan türleri korumak için çözüm önerilerinde bulunarak vatandaşları daha fazla duyarlılık göstermeye davet etti. Yol üzerinde tilki, çakal, porsuk, saz kedisi, kirpi, yılan, kaplumbağa, kertenkele, domuz ve sansar gibi birçok türün çarpılarak yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Sürücü, hayvanların yola geçmeye çalışırken karşılaştıkları tehlikeleri tekrar hatırlattı.
Bölgedeki yaban hayvanlarının güvenli geçişini sağlamak adına geçiş koridorları inşa edilmesi gerektiğini ifade eden Sürücü; “Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından otoyollarda oluşturulan ekolojik köprüler, yaban hayatının parçalanmış habitatlarını bir araya getiren kritik geçiş yollarıdır. Bu geçiş yolları sayesinde hayvanlar su ve yiyecek ararken tehlikeye girmeden hareket edebilmektedir,” dedi. Aydın bölgesindeki Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, Bafa ve Azap Gölleri ile Latmos (Beşparmak) Dağları, biyolojik çeşitliliğin yoğun olduğu alanlar olup, yaban hayvanları bu bölgeler arasında sık sık hareket ediyor. Su temini ve beslenme gereksinimleri için doğal alanlar arasında devamlı yer değiştiren yabani hayvanlar, Güney Ege turizm yolunu kullanmak zorunda kalıyor.
Söke-Milas yolu, tarım faaliyetleri gerçekleştiren çiftçiler için de kritik bir güzergah. Bu yolun yaklaşık 30 kilometrelik düz bölümünde yapılan projeler, yaban hayvanlarının daha fazla çarpılmasına sebep oluyor. Otoyol düzenlemeleri ile trafik kazalarının azaltıldığı, araçların şarampole yuvarlanmasının engellendiği ifade edilse de, bu önlemlerin yaban hayatı için engel teşkil etmesi, hayvanların karşıdan karşıya geçiyorum iken karşılaştıkları zorluklar nedeniyle kazaların önüne geçememiştir. Çarpışmalar, hem sürücülerin hem de yaban hayvanlarının hayatını riske atmaktadir. Yılda 300’ün üzerinde farklı türde yaban hayvanı tıpkı su samurları gibi aracın çarpmasıyla hayatını kaybetmekte, bu süreçte karayolunun yanındaki azmaklara geçmeye çalışan canlılar da tehlike ile karşı karşıya kalmaktadır.
10 yıl önce bu duruma dikkat çekmek üzere ilgili kurumlara öneriler sunulduğunu hatırlatan Sürücü, dönemin Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın yaban hayvanlarının korunması için bir çalışma başlattığını belirtti. Karayolları Bölge Müdürlüğü de geçiş alanlarına uyarı tabelalarının yerleştirilmesini sağladı. Ancak, Söke-Milas karayolunun altında bulunan ve taşkınlarda su geçişi amacıyla inşa edilen menfezlerin, ekolojik geçiş olarak kullanılması hususunda herhangi bir ilerleme kaydedilmedi. Menfezlerde uzmanların önerileri doğrultusunda yapılacak düzenlemeler ve yol kenarında tel örgülerle kaplanması, bu kazaları önemli ölçüde azaltabilir. Dünyanın birçok yerinde yaban hayvanlarının güvenli bir şekilde menfezleri kullandığına dair olumlu örnekler mevcut. Yolun düz yapısı ise araçların yüksek hızla seyretmesine neden oluyor; dikilen u