Hayvancılık sektörü, son yılların en uzun soluklu ve en yıpratıcı salgınlarından biriyle mücadele ediyor: Şap Hastalığı.
Bu kez durum geçmiş yıllardan çok farklı… Salgın sadece birkaç bölgeyi değil, ülkemizin dört bir yanını etkisi altına aldı. Ne yazık ki ilk vaka geçtiğimiz ay Bozdoğan’da da görüldü ve bunun üzerine tüm ilçede gerekli koruma–kontrol tedbirleri hızla uygulanmaya başlandı.
Bu hastalık, hem süt hem de et piyasasında ciddi daralmaya yol açarak önce üreticiyi, ardından tüketiciyi olumsuz etkiliyor.
Şap Virüsü Neden Bu Kadar Tehlikeli?
Şap hastalığı (Foot and Mouth Disease), son derece bulaşıcı viral bir enfeksiyon. Ülkemiz uzun yıllardır bu hastalıkla mücadele eden ülkeler arasında ve Şap Enstitüsü sayesinde kendi aşımızı üretebilen sayılı ülkelerden biriyiz.
Ancak bu defa tablo değişti.
Daha önce Türkiye’de görülmeyen SAT-1 tipi virüs, Irak’tan ülkemize giriş yaptı ve hayvan hareketlerinin yeterince kısıtlanmaması nedeniyle kısa sürede tüm ülkeye yayıldı. Kontrol altına alınması bugün çok daha güç.
Bulaşma Hızı Şaşırtıcı Boyutta
Virüs; enfekte hayvanların tükürük, süt, dışkı ve solunum yoluyla çevreye yaydığı milyarlarca partikül aracılığıyla bulaşıyor.
Bir çiftlikten diğerine;
• bir kamyonun tekeriyle,
• bir kuşla,
• hatta rüzgârla taşınabiliyor.
Hastalığı atlatan hayvanların gırtlak bölgesinde virüs 28 gün boyunca canlı kalabiliyor. Bu nedenle karantinanın, son vakadan en az iki ay sonra kaldırılması gerekiyor.
Ekonomik Etkisi 4 Milyar Doları Aşıyor
Şap salgını, sadece hayvan sağlığını değil, ülke ekonomisini de derinden sarsıyor.
Süt ve et üretimindeki düşüş, aşı ve tedavi maliyetleri derken yapılan bir araştırmaya göre yıllık maliyetin 4 milyar doları bulması bekleniyor.
Bir diğer sıkıntı ise işletme ve yatırım kredisi kullanan üreticilerimizde…
Normalde “2 inek, 3 buzağı satar, borcumu öderim” diyen çiftçi, bu kez karantina tedbirleri nedeniyle satış yapamıyor. Bu da çok daha büyük bir ekonomik çıkmaza yol açıyor.
Son olarak gecesini gündüzüne katarak bir canı kurtarmaya çalışan gerek kamudaki gerek özel sektördeki veteriner hekimlerimizi canı gönülden kutluyorum.
Bu salgın tüm üreticilerimizin ve sektör paydaşları olarak hepimizin meselesi.
Kurallara uymak ve bilimsel mücadeleden asla taviz vermeden Lütfen kurallara titizlikle uyalım.
