Ekosistemi Koruma ve Doğasevenler Derneği (EKODOSD) tarafından düzenlenen doğa yürüyüşü, doğaseverlerin Türkiye’nin en zengin doğal alanlarından biri olan Bafa Gölü’nün kuzey kıyıları ile Latmos (Beşparmak) Dağları’nın güney eteklerini keşfetme fırsatını sunuyor.
EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, yürüyüşe katılanlara bölge hakkında kapsamlı bilgiler verdi. Doğaseverler, Latmos ve Bafa Gölü çevresindeki doğal güzelliklerin yanı sıra, bölgenin tarihi ve coğrafi yapısı hakkında da detaylı bilgi edindi.
Sürücü, etkinlik kapsamında “Kırsal alandaki antik taşlardan devşirilmiş bir su kuyusundaki bezemeli bir taşı, yıllar önce buraya malzeme getiren bir kamyoncunun götürdüğü yeri gösterdik. Bu bağlamda, Herakleia antik kentinin merkezinde yaşayan Kapıkırı köylülerinin pek çok avantaja sahip olduğunu, kaçak kazılar karşısında daha güvende olduklarını anlattık. Son dönemde Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeliha Gider Büyüközer’in öncülüğünde gerçekleştirilen çalışmalarda önemli bulgular elde edildiğini belirttik. Özellikle Roma Hamamı’nda timsah mozaiklerinin keşfedilmesi ile birlikte, ileride yapılacak çalışmalar sonucunda tiyatro alanları gibi yerlerin de gün yüzüne çıkarılması, Herakleia’nın önemli bir turizm merkezi olmasına katkı sağlayacak.” şeklinde konuştu.
Profesyonel turist rehberi Hakan Bahçecioğlu, katılımcılara Herakleia’nın antik dönemdeki rolü, ticaret, mitolojik hikayeleri ve Bizans Dönemi’ne ait eserler hakkında bilgiler verdi. Ayrıca Bafa Gölü’nde iklim değişikliği ve su kaynaklarının durumu üzerine de değerlendirmelerde bulunan Sürücü, “Büyük Menderes Nehri’ndeki sorunlar dolayısıyla meydana gelen kuraklığın, yakın tarihli yağmurlar ile çok da fazla etkilenmediğini gördük. Yakın geçmişte ziyaret ettiğimiz dağ ile göl arasındaki lagünlerin, Latmos Dağları’ndan gelen sularla dolduğunu gözlemledik. 2011 yılında yaşanan alg patlamaları kadar olmasa da göl kıyısındaki yeşil peltemsi birikimlerin kötü kokusunu hissettik. Bafa Gölü’nün tarih boyunca yaşadığı değişimleri, ana etmenleri ile birlikte aktardık; bu durumun Büyük Menderes Nehri, yavru balık üretim tesisleri ve Latmos’taki maden ocaklarından kaynaklandığını vurguladık. Su seviyesinin azalmasının etkisiyle, kayalarda ve katı kütlelerde yoğunlaşan Avustralya tüp kurtlarının bölgeye yayılımını da detaylı bir şekilde açıkladık.” ifadelerini kullandı.
Katılımcılar, Bafa Gölü’ndeki adalar, içlerindeki manastır ve tahkimatlar ile Latmos’un eşsiz jeolojik oluşumlarını yerinde görme imkanı buldu. Latmos’un 8 bin yıllık kaya resimleri arasında, kadın-erkek çiftlerinin düğün sahnelerini betimleyen en güzel görüntülerden biri, uygun bir konumda olmadığı için yalnızca birkaç kişi tarafından gözlemlenebildi. Etkinlik sona erdiğinde ise yağmurun başlaması nedeniyle Herakleia’nın bazı kısımlarını gezme imkanı bulduk.” dedi.
