Hiç bir Kimseyi Türklerin ahlak anlayışıyla oynamasına müsaade etmeyeceğiz diyen ,Nazilli Cumhuriyet Kadınlar Derneği tarafından yapılan LBGT tehlikesinin nedenli büyük olmasından ve bunun Türk Örf ve aidet aile yapısını bozmasından dolayı bir açıklama yapan dernek başkanı Selma İkiz sözlerini Şöyle devam etti.
LGBT tehlikesini ortaya koyan ve LGBT’ye karşı toplumsal mücadelede ön safta yerini alan tek kadın kitle örgütü olarak, LGBT ile mücadele ve LGBT propagandasının yasaklanması konusunda düzenlediğimiz basın açıklamamıza hoş geldiniz. LGBT hareketi hakkında gerçeklerin basında yer alması büyük önem taşımaktadır. Bugün de davetimize geldiğiniz için, özellikle gerçekleri bilme hakkı olan halkımız adına sizlere teşekkür ediyoruz.
En baştan ve altını kalın kalın çizerek söyleyelim: LGBT hareketi, küresel sömürü sisteminin aileyi, milleti ve milli devletleri ortadan kaldırmak amacıyla yarattığı ve kullandığı ideolojik bir araçtır. Bunu biz değil, LGBT’nin kendi ideologları söylüyor. Bakın LGBT hareketi için ne diyorlar:
“Doğal (biyolojik) cinsiyeti ret ediyoruz; kadın ve erkek yoktur. Bunlar doğumda bize atanmış cinsiyetlerdir. Cinsiyet, biyolojik değildir; cinsiyet, toplumsal olarak belirlenir, yani sonsuz cinsel kimlik ve yöneliş vardır. Bu nedenle cinsiyet kelimesi yanlıştır; toplumsal cinsiyet denmelidir. Kadın erkek arasındaki cinselliğin doğal ilişki olduğu anlayışı yıkılmalıdır. Kadının anne, erkeğin baba olduğu geleneksel aile kurumu, insanların cinsiyet özgürlüğünü engelleyen faşist bir kurumdur. Aile kurumu ortadan kalkarsa ‘medeni cinsel özgürlüklerin’ önündeki engeller de kalkar, tabular yıkılır, hatta ensest ve pedofili denen sorunlar da olmaz, bunlar normalleşir.”
Kendi fikir babalarının bu ifadeleri LGBT hareketinin kadın-erkek cinselliğine ve aileye savaş açtığının kanıtıdır. Örgütlü toplumun yapı taşı ailedir. Aile kurumunun ortadan kalkması devletin yıkılmasıyla sonuçlanacaktır. İşte, kendileri saklamıyorlar; asıl bizler tehlikeyi ne ölçüde kavrayabiliyor ve karşı gelebiliyoruz?
Emperyalizmi tarihten silecek güç, milli devletlerdir. Bu nedenle emperyalist sistem, baş düşmanı milli devletleri güçsüzleştirmek ve ortadan kaldırmak amacıyla yalnız silahı değil, ekonomik, siyasi ve kültürel her yolu kullanmaktadır. LGBT de emperyalizmin, bireyleri cinsiyetlerine kadar kimliksizleştirmek, milli ve manevi değerlerinden soyutlamak ve nihayetinde aile kurumunu ve milli devleti yok etmek üzere kullandığı savaş aracıdır. LGBT, çürümüş Batı kültürünün geldiği dip noktasıdır.
LGBT örgütlerinin Batı devletlerinin büyükelçilikleri ve vakıfları tarafından hibe paralarla desteklenmesi her şeyi açıklamaktadır. Türkiye’deki ABD ve diğer Batı devletlerinin büyükelçilikleri LGBT derneklerine milyonlarca dolarlık yardım yapmaktadır. Bu paralar sözde eşcinsel hakları görünümü altında LGBT propagandası için harcanmaktadır. Siyonist İsrail’in Filistin halkına soykırım uygulamasını destekleyen küresel patronların sözde eşcinsel hakları için bu paraları hibe ettiklerine inanmak mümkün müdür?
LGBT ideolojisini bir toplumun erişkin fertlerine dayatamazsınız, fakat o toplumdaki işbirlikçilerinizle çocukları etki altına alabilir ve istismara açık hale getirebilirsiniz. Aynı cinsiyetten çocukların sevgili olarak öpüştüğü, iki erkek veya iki kadının ebeveyn olduğu, cinsiyetsiz figürlerin cirit attığı çocuk çizgi filmleri boşuna yapılmamaktadır. “Aileni ret et, istediğin cinsiyeti seç” gibi akıl almaz ifadelerin yer aldığı sözde çocuk kitapları boşuna okutulmamaktadır. LGBT güzellemesi yapan sanatçılar boşuna türememiştir. Bunlar ülkemizde de izleniyor ve satılıyor. İsveç’te 18 yaş altı cinsiyet değiştirme operasyonlarında yüzde 1500 artış olması LGBT yüzündendir. LGBT’nin öncelikli hedefi çocuk ve gençlerimizdir. LGBT’nin geleceğe dönük bir dayatma olduğunu iyi kavramalıyız.
Birçok devlet LGBT ideolojisine karşı harekete geçmiştir. Yasalar çıkararak LGBT örgütlenme ve propagandasını yasaklamışlardır. Avrupa ve ABD halkları da “çocuklarımızı ve ailemizi koruyacağız” sesleriyle LGBT’ye tepki vermeye başlamıştır. Ülkemizde, LGBT’ye karşı aileyi koruma talebiyle, Derneğimizin de içinde yer aldığı Büyük Aile Platformu tarafından, farklı dünya ve siyasi görüşlerden on binlerce insanımızın katıldığı Büyük Aile Buluşmaları düzenlenmiştir.
Haziran ayında LGBT hareketinin sözde “onur haftası” eylemleri yapılmaktadır. Her tür sapkınlığın sergilendiği ve çocukların da alet edildiği, insan onuruna cephe alan bu eylemlerin “onur haftası” olarak dillendirilmesi büyük çelişkidir ve çok acıdır. Ülkemizde son birkaç yıldır Valiliklerce yasaklanmakla birlikte, izinsiz yürüyüşler yapılmasının önüne geçilmelidir.
LGBT hareketiyle mücadelemiz devam edecektir. Biz toplumsal direnişimizi göstereceğiz ama somut görev devlete düşmektedir. İnsanı ve toplumu korumak, devletimizin görevidir. Çocuklarımızı, aile kurumumuzu, milli devletimizi korumak için LGBT propagandasını ve örgütlenmesini yasaklayan yasalar çıkarılması zorunluluktur. Aziz Milletimiz adına Meclisi bu görevini yerine getirmeye davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.
Cumhuriyet Kadınları Derneği